9.PROGRAM DEĞERLENDİRMENİN AMACI VE İŞLEVİ
Değerlendirme, en genel tanımıyla bir karar
verme sürecidir. Program değerlendirmede de anahtar sözcük “karar verme”dir.
Bu karar verme süreci birtakım sorulara yanıt aranmasını gerektirir.
Barnes (1992: 177) bu soruları şu şekilde açıklamaktadır: “Ne değerlendirilecek? Niçin
ve nasıl değerlendirilecek? Kim / kimin için değerlendirilecek? Nerede değerlendirilecek?
Ne zaman değerlendirilecek?” Bu sorulardan her birine verilen
yanıtlar, programın etkililiğini belirlemede önemli
bilgiler sağlar.
Ertürk (1979) program değerlendirmeyi, programın istenen davranış değişikliğini gerçekleştirmekte başarılı olup olmadığının belirlenmesi olarak
tanımlamaktadır. Varış’a göre program geliştirme ve değerlendirme, iç içe yürütülen
bir süreçtir. Değerlendirme, bir program geliştirme faaliyetinin önemli bir
aşamasıdır ve sürekli bir yönünü oluşturur. Bu süreçte alınan dönütler programın daha iyi
geliştirilmesi için kullanılır (Varış,1994).
Posner (2004) ise
belirli bir amaç doğrultusunda yapılan incelemelere dayalı
olarak programın değerinin belirlenmesini program değerlendirme olarak tanımlamaktadır.
Ornstein
ve Hunkins’e (2009) göre
değerlendirme, en genel tanımıyla bir konu hakkında karar vermek
için bilgi toplama sürecidir ve
bu süreç nitelikli bir yargılama için standartların belirlenmesi, ilgili
bilginin toplanması ve karar verme
süreci için standartların uygulanması yöntemlerini içermektedir.
Oliva’ya
(2005) göre de program değerlendirme,
bilimsel temelleri olan bilgi toplama sürecidir ve bu sürecin başarısında soru sormak, doğru soru sormak
ve doğru soruları doğru insanlara sormak olmak
üzere üç önemli nokta vardır.
Program değerlendirmeyi çeşitli çalışmaları kapsayan bir süreç
olarak tanımlayan Wiles ve Bondi
(1998: 191-194) ise bu süreçte değerlendirilecek programa ve bu programı değerlendirebilmek için ne tür verilerin
toplanılması gerektiğine karar verilmesi, hazırlanan programın geçerliliği hakkında veri toplanması, verilerin
çözümlenmesi, sonuç çıkarılması ve son
olarak geliştirilen programın yürütülmesine ilişkin kararın alınması
çalışmalarına yer verilmesi gerektiğini belirtmektedirler.
Öte yandan Melrose (2006) program değerlendirmeyi, bir programın değeri ya da yararlılığını ya da bireye, gruba,
hizmet sunulan kuruma ya da topluluğa
uygunluğunu belirleme süreci olarak ele
almaktadır. Melrose’a (2006) göre bu yargılama
süreci ise toplanan
kanıtlara, ilgililere yöneltilen sorulara ve bu işi gerçekleştirilenlerin değer yargılarına bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Yapılan tanımlara göre program değerlendirme genel olarak
eğitim kurumlarının çağın
gereklerine uygun bireylerin yetiştirilip yetiştirilmediğini,
bir diğer deyişle bireylere istendik davranışların
kazandırılıp kazandırılmadığını; eğer kazandırılmamışsa
nedenlerini bulmayı amaçlayan, bu amaçla değerlendirilecek programla ilgili verilerin toplanarak bilimsel ölçütlere
göre yorumlanmasını içeren kapsamlı bir süreç olarak
açıklanabilir.
Program değerlendirmenin tarihsel
gelişimine bakıldığında ilk değerlendirme çalışmalarının öğrenci başarılarının
belirlenmesi amacıyla yapıldığı görülmektedir. Ancak konuyla ilgili yapılan tanımlardan yola
çıkarak program değerlendirmenin sadece öğrenci başarına
yönelik değerlendirmelerle sınırlı kalmadığı,BU KISIM ÖNEMLİ başka amaçların da söz
konusu olduğu açıkça görülmektedir. Örneğin programın
amaçlarına ulaşma düzeyini
belirleme, içeriğin uygunluğuna karar verme,
uygulanan öğretim ve değerlendirme yaklaşımlarının etkililiğini belirleme gibi programın bir ya da birden
fazla ögesinin işlevselliğini tartışma, güçlü ve zayıf yönlerini ortaya çıkarma, sorunları
tanımlama, gereksinimleri ve eğitimde kullanılacak kaynakları belirleme, karar vericileri bilgilendirme, uygulayıcılara kendi uygulamalarına ilişkin dönüt verme,
bilim ve teknolojinin yarattığı gelişmeleri takip
edebilme vb. amaçlarla
programlar değerlendirilebilmektedir.
Bu sürecin
sonunda alınan karar, programın olduğu gibi sürdürülmesine, geliştirilmesine ya da sonlandırılmasına karar vermede kritik bir öneme sahiptir.
Programların değerlendirilmesinde
dikkate alınması gereken kavramlardan biri de
bağlamdır. Bir programın işlevsel olması ve gereksinimlere gerçekçi yanıt
verebilmesi için değerlendirilmesi ve
geliştirilmesi sürecinde bağlamsal durumun analiz edilmesi son derece önemlidir. Bağlam; bir olay veya durumun sosyal, kültürel vb.( coğrafi,
ekonomik, siyasal, yasal, tarihsel,
psikolojik ve felsefi) ilişkiler örüntüsü olarak tanımlanabilir. Eğitim programlarının bağlamı,
programın amaç-içerik-eğitim durumları-ölçme ve değerlendirme boyutlarının esas aldığı eğitim felsefesi, psikolojisi, sosyolojisi, öğrenme-öğretme kuramları kapsamında belirlenir (Jonaet, Ettayebi ve Defise,
2009).
10.PROGRAM
DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Program değerlendirme, programın uygulanmasından sonra yapılan gelişigüzel bir işlem değildir.
Bu, programı
geliştirmek amacıyla elde edilen verilerin bir araya getirildiği ve yargıya varıldığı sistematik bir süreçtir. Bu sürecin temel aşamalarını Yüksel ve Sağlam
(2012), program değerlendirme
yaklaşımlarından ve modellerinden bağımsız olarak üç aşamayı içeren bir bakış açısıyla
ele almışlardır. Bunlar;
planlama, uygulama ve değerlendirme olarak adlandırılmıştır.
·
Planlama: Program değerlendirme çalışmalarının ilk basamağında sistematik bir planlama
yer alır. Bilimsel bir
sürecin izlendiği bu süreçte; değerlendirme amacına karar verilerek
bağlamın tanımlanması, veri toplama yöntemlerine karar verilmesi, ölçme araçlarının hazırlanarak nasıl ve ne şekilde
uygulanacağının belirlenmesi gibi alınması söz konusudur.
Planlama aşamasında
öncelikle değerlendirme
amacına karar verilmesi gereklidir. Değerlendirme için başlangıç noktası, neyin değerlendirileceğini
tanımlamaktır. Değerlendirmenin hangi amaçla yapılacağının
belirlenmesi ve açık bir biçimde
ortaya konması, izleyen aşamalardaki kararları etkileyen önemli bir noktadır.
Bu amaç; öğrenci başarısının izlenmesi, programın aksayan yönünün
belirlenmesi, eğitim gereksinimlerinin saptanması vb. olabilir.
Amaçlar; öğretmen, öğrenci, yönetici, programın yürütülmesinde sorumlu karar organı vb. paydaşlarca ya da değerlendirme sonuçlarını kullanacak
bireylerin gereksinimleri doğrultusunda oluşturulur. Bu sürecin en önemli
kısmı; değerlendirmenin neden yapılacağı, bulgularının hangi amaçla ve kim tarafından kullanılacağı, daha önce değerlendirilip değerlendirilmediği, maliyeti
gibi konuların açıklığa
kavuşturulmasıdır (Yüksel ve Sağlam, 2012). Bunlar yerine getirildikten sonra yine bir kritik kararın alınması söz konusudur. Bu karar,
değerlendirmeyi yürütecek değerlendirmecinin kim olduğuyla ilgilidir.
Genel olarak program
değerlendirme sürecini dış değerlendiriciler ve / veya iç değerlendiriciler yürütmektedir. Dış değerlendiriciler, değerlendirilen bağlamın dışında olan, projeyle
ilgisi olmayan bağımsız
kişiler olarak düşünülebilir.
İç değerlendiriciler ise programın içinden kişilerdir.
Değerlendirilecek programın durumuna göre biri ya da her ikisi sürecin bir parçası
olabilirler.
Değerlendirme yaklaşım ve modellerine karar verilmesi yine
planlama aşamasında önemli görülen
boyutlardan biridir (Hewitt,
2016; Ornstein ve Hunkins, 2009). Program değerlendirme yaklaşım ve modellerinin sürecin sistematik bir biçimde izlenmesi, bir araştırma etkinliği olmasından dolayı kavramsal ve
kuramsal çerçeve içerisinde teorik ya da kuramsal bağlamda nelere dayandığının ortaya konması gerekir.
Planlamanın sonraki aşamasında istenen değerlendirme, soru ve ölçütlerinin belirlenmesidir. Değerlendirme sorularının belirlenmesinde değerlendirme amacından, kullanılacak değerlendirme yaklaşımından, uzmanların
deneyimlerinden, değerlendirmecilerin görüşlerinden yararlanılabilir.
Planlama kapsamında bilimsel
anlayışın bir gereği olarak değerlendirici ya da değerlendirmecilerin araştırma
yöntemine, katılımcılara karar vermeleri gerekir.
Bununla birlikte veri
kaynaklarının neler olacağı, verilerin nasıl bir süreçte toplanacağı, analizin
nasıl yapılacağı gibi kararlar alınmalıdır.
Planlamanın son aşamasında ise değerlendirme uygulamasının planlanması, bu amaçla
süreci
etkili bir biçimde
sürdürmeye yönelik bir iş akışının
oluşturulması önerilir.
·
Uygulama:
Program değerlendirmenin bu aşamasında, planlama aşamasında
alınan kararlar işe koşulur. Uygulama aşamasında hazırlanan veri toplama araçları
kullanılarak değerlendirilecek durumun
anlaşılmasına yönelik veriler
toplanır. Veri toplama
araçları, araştırma yöntemi
çerçevesinde belirlenir. Bunlar; sınav sonuçları, ölçekler, testler, gözlemler ve görüşmeler olabileceği gibi konuyla ilgili
doküman inceleme de olabilir. Bu süreç tamamıyla bilimsel anlayışa dayalı olarak geçekleştirilir.
Uygulamanın son aşaması raporlaştırmadır.
Elde edilen sonuçların raporlaştırılması değerlendirme sürecinin vazgeçilmez bir aşamasıdır.
·
Değerlendirme: Program değerlendirmenin son aşaması yine değerlendirmedir. Değerlendirmenin değerlendirilmesi aşamasında değerlendirme süreci analiz edilir.
Meta değerlendirme (DİKKAT SORU GELİR) olarak da adlandırılan bu süreç,
değerlendirmecilerin de öz değerlendirme yapmalarına olanak
sağlaması açısından katkı sağlayıcı bir aşamadır.
Ornstein ve Hunkins
de program değerlendirme yaklaşımlarından bağımsız
bir biçimde değerlendirme sürecini, çoğu araştırmacı tarafından kabul gören bir
dizi adımlar olarak açıklamaktadır. Değerlendiricinin bir eylem planı
yapmasını gerektiren bu süreçte şu adımlardan söz edilmektedir (Ornstein ve Hunkins,
2009):
•
Değerlendirilecek programdaki olguya odaklanma: Bu süreçte
değerlendirmecinin neyin değerlendirileceğine ve hangi tasarımın kullanılacağına karar vermesi
gerekir.
•
Bilginin toplanması: Değerlendirmeci bu aşamada gerekli bilgi kaynaklarını tanımlamalı ve buna göre bilgiyi toplamalıdır.
•
Bilginin organize
edilmesi: Bu adım, hedef kitlenin bilgiyi
yorumlamasını ve kullanmasını olanaklı kılacaktır.
•
Bilginin analiz edilmesi: Değerlendirmenin odağına uygun analiz tekniğini seçme ve uygulamayı içerir.
•
Bilginin raporlaştırılması: Elde
edilen sonuçların bilimsel
ölçütlere uygun bir biçimde bir rapor hâline
dönüştürülmesini içerir.
•
Bilginin sürekli olarak gözden geçirilmesi: Bu aşama ise program
değerlendirmenin sürekliliğini vurgulayan bir aşamadır.
PROGRAM DEĞERLENDİRME TÜRLERİ
VE YAKLAŞIMLARI
Program değerlendirme süreçlerinde bir programın
etkililiğine karar vermede,
çeşitli değerlendirme türlerinden ve program değerlendirme modellerinin içinde bulunduğu
yaklaşımlardan yararlanılabilmektedir.
Program
Değerlendirme Türleri
Program değerlendirme, değerlendirme biçimine
göre formal ve informal değerlendirme olarak ikiye ayrılır. Formal değerlendirmeler, sistematik bir süreci içerir.
Bu, değerlendirme için amaçların
belirlenmesi; nerede, ne zaman ve kim tarafından yapılacağına karar
verilmesi; süreçte kullanılacak tüm veri toplama araçlarının geçerliği ve güvenirliğinin incelenmesi anlamına
gelir. Formal
değerlendirmeler, yapılandırılmış bir değerlendirme türüdür ve süreç hakkında uzmanlık gerektirir. DİKKAT ÖNEMLİ ŞU ANA KADAR
GÖRDÜĞÜMÜZ PROGRAM DEĞERLENDİRME İLE İLGİLİ BU BAŞLIK ALTINDAKİ BİLGİLER FORMAL
DEĞERLENDİRME İLE İLGİLİDİR.
İnformal değerlendirme ise sistematik olmayan bir özellik
taşır. Bu, çoğunlukla günlük yaşamda
karşılaşılan olaylarda ortaya çıkar ve öznel bir nitelik taşıma durumu söz
konusudur. Ancak bu kesinlikle
değersiz, geçersiz bir değerlendirme türü olarak da düşünülmemelidir. Burada özellikle deneyimler, içgüdüler
oldukça önemli verilerdir. Bazı durumlarda formal değerlendirmeye göre daha hızlı bir biçimde veriye ulaşma söz
konusudur. Ayrıca
informal değerlendirmeler formal
değerlendirme yapılmasına zemin de oluşturabilir. Öte yandan programın etkililiğinin değerlendirilmesinde geliştirilen program
ile gerçekleşen program
arasındaki ilişkiyi sorgulamada her iki değerlendirme türü birlikte kullanılabilir.
Değerlendirme amacı
yönünden ise biçimlendirici ve toplam
değerlendirme olarak sınıflandırılmaktadır.
Biçimlendirici değerlendirme, geliştirilen programın özellikle ilk aşamalarında durumun gözden geçirilmesi amacıyla yapılır. Bu değerlendirme sürekli, ayrıntılı ve konuya özgü bilgilendirme sağlar.
Programın niteliğinin artırılmasının amaçlandığı bu değerlendirme, program tamamlanmadan, diğer bir deyişle çok
geçmeden sorunlara müdahale edilmesine
olanak sağlar.
Toplam değerlendirme ise programın
uygulanmasından sonra yapılan
bir değerlendirme türüdür. Bu
değerlendirme türü “Eğitim programı başarılı oldu mu?” sorusu üzerinden
hareket eder. Bu amaçla bir eğitim programının her bir ögesi ya da bütünü üzerindeki toplam etkisi ile ilgili kanıtlar toplanır . Kirkpatrick; toplam değerlendirmenin tepkiler, öğrenme, transfer etme, sonuçlar açısından dört düzeyinin
olduğunu ifade eder. Buna göre toplam değerlendirmenin birinci
düzeyinde, öğrencilerin uygulanan
programa nasıl tepki gösterdikleri üzerine
odaklanılır. İkinci düzeyde,
değerlendirmeciler programın hedef ve kazanımlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine
ilişkin veri toplarlar. Üçüncü düzeyde yine değerlendirmeciler tarafından programı
deneyimleyen kişilerin görüş ve tutumlarını belirlemeye yönelik sorular
sorarlar. Son düzey ise en zorlu basamak olarak
değerlendirilir. Çünkü bir programın sonuçlarına hemen ulaşılamaz .
Program Değerlendirme Yaklaşımları
Program değerlendirme yaklaşımları ya da tasarımları, program
değerlendirme sürecinin hangi
anlayışa dayalı olarak yapılandırıldığı ve nasıl bir bakışın izlenmesi gerektiği konusunda önemli
yardımcılardır. Bu çalışmada Fitzpatrick ve arkadaşları tarafından
geliştirilen beş farklı bakış açısı ile beş farklı program
değerlendirme yaklaşımları ele alınmıştır:
·
Hedefe
Dayalı Değerlendirme: Bu yaklaşım, programın hedeflerinin belirlenmesi ve bu hedefler
doğrultusunda gerçekleşen çıktıların değerlendirilmesini temel almaktadır.
Burada önceden belirlenen hedefler
ile hedeflerin gerçekleşme düzeyini belirleyen ölçme sonuçları karşılaştırılarak durum tanımlanmaya
çalışılır. Hedeflerin belirlenmiş olması, değerlendirme sürecinde yargıya varmak için nelere bakılması gerektiğini
gösterdiği için uygulamayı kolay kılar.
Öte yandan sadece hedef odaklı olmasının yarattığı bazı sınırlılıkları da söz
konusudur. Ortaya farklı durumlar çıktığında
çoğunlukla bunlar gözden kaçırılabilmektedir. Bununla
birlikte
bu yaklaşım doğası gereği program uygulandıktan sonra kullanılabilir. Dolayısıyla
süreç içinde olası sorunların belirlenmesi ve
gereken müdahalelerin yapılması mümkün değildir.
·
Yönetime Dayalı Değerlendirme: Bu yaklaşım,
yöneticilere ya da program liderlerine bilgi sunmaya odaklanan bir
nitelik taşır. Bu yaklaşım, program değerlendirme sürecinde elde edilen
bilgilerin özellikle karar
vericiler, müdürler vb. yönetim basamağında yer alan kişilerce
daha etkili kullanılabileceğini savunur. Dolayısıyla burada önemli olan yöneticilerin
kararlarıdır. Bu yaklaşım içinde yer alan modellerde değerlendirmeci tasarımını yapar, verilerini toplar ve sunar. Süreçte
yöneticilerle birlikte çalışır. Program uygulanmadan daha tasarı aşamasındayken tartışma fırsatını sunması güçlü
yönlerinden biridir. Sınırlı yönleri ise yöneticinin fark edemediği kritik
durumların gözden kaçırılma tehlikesi, değerlendirmecinin yöneticiyle uyuşmaması olarak ifade
edilebilir.
·
·
Uzman
Odaklı Değerlendirme: En eski ve en çok kullanılan yaklaşımlarından biridir.
Programın niteliğine o program konusundaki uzman ya da uzmanların karar
vermesine odaklıdır. Örneğin
eğitim kurumlarında gerçekleştirilen akreditasyon çalışmaları, proje değerlendirme
jürileri ya da hakem kurulları,
programı yerinde değerlendiren
uzmanların uygulamaları bu yaklaşıma örnek gösterilebilir. Birçok
alanda uygulanabilmesi, verimli
olması güçlü yönleri
arasında yer alır.
·
·
Tüketici / Yararlanıcı Odaklı Değerlendirme: Bu yaklaşım eğitim
programları, çalıştaylar, hizmet içi
eğitimler, eğitim materyalleri gibi ürün ve hizmetler hakkında bilgi toplamakla yükümlü birey ya da bağımsız
kuruluşlar tarafından geliştirilen ve desteklenen bir yaklaşımdır. Dolayısıyla geliştirilecek ürün ve hizmetlerden
yararlananların değerlendirme pozisyonunda olmasına
dayanır. Burada öncelik
verilen değerlendiricinin beklentisidir.
·
·
Katılımcı Odaklı Değerlendirme: Bu değerlendirme
yaklaşımında paydaşların, bir diğer
deyişle programla ilgisi olanların değerlendirmeye yardım etmek üzere sürece
katılması söz konusudur. Çoğulcu bir bakış açısını
yansıtması, programın çok yönlü değerlendirilmesine önemli
katkılar sağlar. Örneğin
bir programın değerlendirilmesinde öğrencilerin, öğretmenlerin, yöneticilerin
ve / veya ailelerin katılması programın farklı açılarından ele alınmasına katkı sağlar.