6.EĞİTİM PROGRAMININ TANIMI (6. VİDEO)
Eğitim programının ne olduğu konusunda
alanyazında (literatür) çok sayıda tanıma rastlamak
mümkündür. Eğitim programının temel sorunları üzerine değinen ve bu konuyla ilgili 1918 yılında
ilk kitabı yazan Bobbit (2017),
Latince “yarış alanı”
ve “yarış” anlamından yola çıkarak eğitim programını “çocuk ve gençlerin yetişkin
yaşamında yapılması
gereken şeyleri iyice yapabilme
becerisi geliştirmek ve her açıdan yetişkinlerin olması gerektiği gibi olmak için yapmaları
ve deneyimlemeleri gereken
şeylerin toplamı” biçiminde
ele almıştır. Eğitim programları
alanındaki önemli çalışmalarıyla tanınan Tyler (1948) bu kavramı, geçmişte ya da
şu andaki uygulamalar ile bilimsel ve kuramsal çalışmalardan elde edilen amaçlar doğrultusunda biçimlenmiş öğrenci yaşantılarının bütünü olarak tanımlamıştır. English’e
(1992) göre program, okul ya da okul sistemi içinde en azından
öğretmenlerin öğrencilere öğretmesi
gereken içeriği ve kullanabilecekleri yöntemleri içeren bir doküman ya da
plandır. Posner (2004) ise hem öğretmene hem de değerlendirme sürecine karar vermeye olanak sağlayan
öğrenme ürünleri dizisi olarak ele almaktadır. Ornstein ve Hunkins
(2009) ise eğitim programını
kendine özgü temelleri, bilgi alanları, araştırma yaklaşımları, kuramları,
ilkeleri ve uzmanları olan bir
çalışma alanı olarak tanımlamışlardır.
Eğitim
programı kavramı Türkiye’deki araştırmacı ve düşünürler tarafından da çeşitli biçimlerde tanımlanmaktadır. Eğitim programları alanının
öncüsü Varış’a (1994: 18) göre eğitim programı, “Bir eğitim kurumunun, çocuklar, gençler ve
yetişkinler için sağladığı millî eğitimin ve kurumun amaçlarının gerçekleşmesine dönük tüm faaliyetleri kapsar.”
Yine program geliştirme
alanına önemli katkılar sağlamış olan Ertürk (1979: 14) eğitim programını, “yetişek” kavramını kullanarak açıklamaktadır ve yetişeği “Belli öğrencileri belli bir
zaman süresi içinde yetiştirmeye
yönelik düzenli eğitim durumlarının tümü.” olarak tanımlamaktadır. Sönmez
(2015: 11) de eğitim programı
kavramı yerine “yetişek”
kavramını kullanır ve ona göre
“Yetişekler, öğrencide gözlenmeye karar verilen hedef ve davranışları, onların içerikle bağlantısını, eğitim ve sınama durumlarını kapsar.”
Yukarıda bir kısmına yer verilen tanımlar incelendiğinde eğitim
programının kimi zaman öngörüsel kimi
zaman tanımlayıcı kimi zaman da her ikisini kapsayıcı biçimlerde tanımlandığı görülmektedir. Öngörüsel
tanımlar, genel olarak bir reçete gibi neyin olması gerektiğini ele alan tanımlardır. Tanımlayıcı ya da betimsel
tanımlar ise çoğunlukla edinilmiş yaşantılara, bir diğer deyişle
geçmişe vurgu yapar.
Toplumların
temel değerleri, anlayışları ve beklentileri üzerine temellendirilen eğitim programı, Demeuse ve Strauven’in (2016)
de belirttiği gibi planlı bir biçimde ulaşılması beklenen sonuçlara göre öğretimin düzenlenerek uygulanmasına yol gösteren
bütüncül bir bakış
açısı sunar.
Programı
tanımlama çabalarının çeşitliliği yanında kimi zaman ne olduğuna ilişkin yorumlamalarda da bulunulduğu
söylenebilir. Program kavramıyla ilgili yapılan yorumlardan bazıları
şunlardır (Hewitt, 2018;
Demeuse ve Strauven,
2016; Ellis, 2015;
Ornstein ve Hunkins,
2009; Oliva, 2005):
Program;
•
Siyasi bir
araçtır. Bu görüşe
göre eğitim programı
dünyada topluma bağlılığı artırmaya çalışan
bir araç olarak görülmektedir.
• Hizmet etmekte olduğu
toplum ve kültürünün bir yansımasıdır.
•
Toplumsal etkinliklerin bir sonucudur.
• Aralıksız çalışan bir yeniden düzenleme sürecidir.
•
Ne öğrenildiğidir.
• Okulda alınan tüm derslerdir.
•
Öğretme ve öğrenmeyi aydınlığa
kavuşturan yapıdır.
• Öğretmen ve öğrencinin ellerinde hayat bulan bir
varlıktır.
•
Eğitimin kalbidir.
•
Okullaşmanın özüdür ve okulun
varoluş sebebidir.
Eğitim programı ile ilgili yapılan
tüm tanımlar, eğitim
programının sınırları çizilmesi zor bir kavram olduğunu
göstermektedir. Ornstein ve Hunkins’e (2009) göre bir kişinin eğitim programı kavramı ne kadar keskin ve netse
öğrenme-öğretmeyle ilişkili faktörleri yok sayma ve gözden kaçırma eğilimi o kadar büyüktür. Ancak tanımlardaki
çeşitlilik ve farklılığa karşın birtakım ortak noktaların olduğu görülmektedir. Bu ortak noktalara
bakıldığında eğitim programının bir amaç dizisini,
bu amaçların kazandırılmasını sağlayacak içeriği, içeriği
kazandırmak için kullanılacak etkinlikleri ve öğrenme çıktılarını
belirleyecek değerlendirme etkinliklerini
kapsayan; öğrenme-öğretme sürecini yönetecek olan öğretmenlere yol gösteren bütüncül bir sistem olduğu görülmektedir. Buna göre genel
olarak bir programın
amaç/hedef (niçin), içerik
(ne), öğretme-öğrenme süreci (nasıl)
ve ölçme ve değerlendirme (ne kadar) olmak üzere dört birbiriyle sıkı ilişkili öge üzerine
kurulu bir yapı olduğu söylenebilir.
Program kavramına
ilişkin tanımlarda farklılıkların olması, programın oldukça
kapsamlı ve tek bir
biçimde açıklanamayacağının
bir göstergesidir.
7.PROGRAM TÜRLERİ
Programın dinamik
bir yapıya sahip olması ve kavramsallaştırma çalışmalarının sürekliliği, farklı araştırmacılar tarafından
tanımlanmış çeşitli program türlerini gündeme getirmiştir. Bu sınıflandırmaların kimisi işlevine odaklanırken kimisi ise hiyerarşik bir bakışı ortaya koymaktadır. Program
türlerine ilişkin yapılan
sınıflandırmalardan bazıları aşağıda
sunulmuştur.
·
Eisner (1985): açık program, dolaylı program,, örtük program, ihmal edilen program.
PİSA HAFIZA TEKNİĞİ : EY ŞENER! İHMAL EDEREK AÇIK bıraktığın
ÖRTÜ ayağına DOLANDI.
·
Posner (2004): resmî program,
uygulamadaki program, örtük program, ihmal edilen program, ekstra program.
PİSA
HAFIZA TEKNİĞİ :POST(N)ER’deki RESMİ ÖRTMEYİ İHMAL ETTİĞİN
için EKSTRA ücret UYGULANACAK.
·
Crawford (2011): yazılı program, öğretilen program, test
edilen program.
PİSA HAFIZA TEKNİĞİ: yeni FORD YAZILIMLARI
ÖĞRETİlmeden önce TEST EDİLDİ.
·
English (1982): resmî program, resmî olmayan program, örtük
program.
·
Glatthorn (2000): önerilen program, yazılı program, öğretilen program, desteklenen program, test edilen program, öğrenilen program, örtük program.
PİSA HAFIZA TEKNİĞİ: Önce ingilizce
bir kelime öğrenelim (bilginin zararı olmaz ) GLATT dolaylı olarak
yumuşak demek. Bir öğretmenin sitemi
😊 SİZE GLATT
davrandım ÖĞRETTİKLERİMİ ÖĞRENDİNİZ mi diye YAZILI
yapacaktım TEST ÖNERDİNİZ sizi DESTEKLEDİM ama çalışmamışsınız
arık size karşı GLATT olmayacağım ÖRTÜK olacağım (sürç ü lisan
ettiysek affola😊)
·
Sönmez ve Alacapınar (2015): resmî yetişek, örtük yetişek,
karşıt yetişek, ek yetişek.
Görüldüğü
gibi program türleri ile ilgili çok çeşitli sınıflandırma ve adlandırmalarsöz konusudur. Ancak sınıflandırmaların
kapsamı incelendiğinde farklı isimlerle tanımlanan bazı program türlerinin aynı işleve sahip oldukları söylenebilir
(Karabacak, 2018). Bu bölümde en çok ele alınan
program türleri tanımlanmıştır.
·
Resmî program: Resmî metinlerde açıkça belirtilen biçimde geliştirilen; hedefleri, konuları
ve işleniş sırasını;
kullanılacak araç gereçleri ve değerlendirmeyi içeren bir programdır (Karabacak, 2018; Demeuse ve Strauven,
2016). Ders planı hazırlama konusunda öğretmene temel oluşturan (Posner, 2004) bu program türünün en temel
özelliği, belli bir kapsamının ve düzeninin olmasıdır. Sönmez ve Alacapınar’a (2015: 51) göre bu tür programın en geçerli olanı
devlet tarafından hazırlanıp eğitim bakanlığınca yürütülendir. Bu
yönüyle eğitim programı hukuki bir
nitelik de taşır. Okul, eğitim
programında neyin öğretilmesi gerektiğini önerir ve anayasa ile ilgili yasalar temel alınarak bu program oluşturulur
(Hewitt, 2018). Ülkemizde Millî Eğitim Bakanlığı tarafından tüm eğitim basamakları için
geliştirilen programlar, resmî programa örnek gösterilebilir ve bu yönüyle
de zorunlu bir özellik gösterir.
·
·
Uygulamadaki program: Ellis (2015), uygulanması planlanan eğitim programının uzmanlar tarafından önerildiğini ve
programın uygulanması sırasında asıl kararı öğretmenin verdiğini ifade etmektedir. Bu program uygulanan, dolaylı, işevuruk, gerçekleşen ya da öğretilen program olarak da
adlandırılmaktadır. Uygulamadaki
program, resmî programın uygulanışında ortaya çıkan ve öğretmen tarafından gerçekten uygulanan bir programdır (Demeuse ve Strauven, 2016; Sönmez ve
Alacapınar, 2015: 53). Bir başka deyişle öğretmenin gerçekte ne öğrettiğini, önemini öğrenciye nasıl ilettiğini ve
öğrencilerin gerçekte nelerden sorumlu olduklarını kapsayan bir program türüdür (Posner, 2004).
·
Test edilen program:
Öğretmen, eğitim kurumları
ve / veya devlet tarafından hazırlanan sınavlarda ölçülen öğrenmeleri kapsayan
program türüdür (Crawford, 2011). Bu programın en önemli özelliği, bu
sınavlardaki ölçme araçlarında hangi amaçların öngörüldüğü ve buna dayalı olarak bunun hangi sorularla
ortaya çıkarılmasının çalışıldığıdır (Glatthorn, Boschee ve Whitehead, 2009, Akt. Karabacak, 2018).
·
Örtük program: Gizli, saklanan ve informal program
olarak da adlandırılan örtük program, resmî/formal program dışında yazılı
ve resmîolmayan, farklı
hedeflerin kazanılmasını sağlayan
bir program türüdür. Resmî programda açıkça
belirtilmediği hâlde öğrencilerin bilişsel ve
duyuşsal davranışlarını etkileme özelliğine sahiptir. Eğitim sistemleri, okulun yönetimi ve yapısı, okul kuralları, disiplin anlayışı,
okul ile çevre ilişkileri, öğretmen-yönetici-öğrenci arasındaki ilişkiler vb. tutum ve davranışlar örtük programın
kapsamını oluşturmaktadır. Bu program; öğretmenin, okulun, toplumun norm ve değerlerini içermektedir (Demeuse ve Strauven, 2016: 8; Sönmez ve Alacapınar, 2015; Yüksel,
2004).
·
İhmal edilen program:
Resmî programda yer almasına karşılık
uygulamaya konmayan, göz ardı
edilen, üstünkörü geçilen ya da atlanan programdır (Tatar, 2018; Sönmez
ve Alacapınar, 2015: 53). Öğrencilere
sunulmayan seçenekler, öğrencilerin bilemeyecekleri bakış açıları ve zihinsel dağarcıklarında olmayan kavramlar ve
beceriler olarak ele alınabilir (Eisner,
1979; Akt. Tatar, 2018). Öğretilmeyen konuların neden göz ardı edildiği ile
ilişkilidir. Programın ihmal edilmesinin sınav sistemi, veli, öğretmen
beklentileri, okulun fiziki
olanakları, okulun bulunduğu bölge gibi çok çeşitli nedenleri olabilir.GELEBİLECEK SORU TİPİNDE İHMALİN KASITLI OLABİLECEĞİNİ
UNUTMAYINIZ.
·
Ekstra program: Okulun dışında yapılması planlanmış her türlü deneyim,
etkinlik bu programın içinde yer almaktadır. Bu tür etkinliklere spor karşılaşmaları, halk oyunları, sinema,
tiyatro, konferanslar, sergiler vb. örnek olarak verilebilir (Sönmez ve
Alacapınar, 2015: 53). Gönüllülük esasına dayanması ve
öğrencilerin ilgilerine cevap verir nitelikte olması nedeniyle de resmî
program ile farklılık gösterir.
·
Desteklenen program: Programın desteklenmesi için sağlanan kaynakları (ders kitabı,
ders saati, sınıf sayısı, derse ayrılan süre vb.) içeren bir program türüdür
·
kuruluşlarınca
hazırlanan program türüdür. Türk
Eğitim Derneği (TEDMEM, 2015) tarafından hazırlanarak sunulan “Ulusal Eğitim
Programı 2015-2022” önerilen
program türüne örnek teşkil etmektedir.
·
Karşıt program: Sönmez tarafından oluşturulan bu program, resmîprogramın hedeflerinin tam karşıtını savunan kişileri yetiştirmek üzere
oluşturulan bir programdır. Örtük programdan farklı
olarak bu program resmî
programa tamamen karşı bir tutum ve eylemi
içerir (Sönmez ve Alacapınar, 2015: 53).
Eğitim programlarıyla ilgili
bir diğer sınıflandırma ise eğitim, öğretim
ve ders programı
sınıflandırması şeklindedir. Eğitim
programı, genel olarak
Millî Eğitim Bakanlığında ve / veya eğitim kurumlarında yer alan kurum içi ya da kurum dışı tüm etkinlikleri kapsayan
bir programdır. Bu program türü en genel
program olup öğretim
ve ders programlarının çerçevesini oluşturur.
Öğretim programı, eğitim programı içinde yer alan ve özellikle öğrenme-öğretme etkinliklerinin planlanması ve
uygulanmasını kapsayan bir programdır. Ders programı ise öğretim programı içinde yer alan matematik, Türkçe, beden
eğitimi gibi bir ders ya da kursun amaçlarını,
içeriklerini, öğrenme-öğretme ve değerlendirme süreçlerini kapsayan bir program olarak
tanımlanabilir (Sönmez ve Alacapınar, 2015; Varış, 1994).
Eğitim
programlarıyla ilgili alanyazında yer alan sınıflandırmalar şüphesiz bunlarla sınırlı
değildir. Ancak burada
dikkate alınması gereken
en önemli nokta, programın kapsamı
ya da türü ne olursa olsun, öngördüğü hedefleri
gerçekleştirebilme gücü ve de program türleri
arasında uyumun sağlanabilmesidir. Programın amaçlarının
gerçekleşme düzeyi ve program uyumu,
etkililiğin temel göstergeleri olarak kabul edilebilir. Bu da programların
sürekli bir biçimde geliştirilmesi gerekliliğini gündeme
getirmektedir.